Kafkasya'dan Elazığ'a Uzanan Hatıra: Bir Ailenin İmam Şamil Sevdası

Bazen bir ses, bir yüz ya da bir video… Uzak bir diyarda unutulmuş bir hatırayı yeniden canlandırır.

Kafkas direnişinin hatırası, kimi zaman bir kitapta, kimi zaman bir duvarın köşesinde, bazen de bir köy evinde karşımıza çıkar. Elazığ’ın sakin bir köyünde, İmam Şamil’in mirasını yüreğinde taşıyan bir ailenin hikâyesine tanıklık ettim. Bu, uzak coğrafyaların kalplerdeki yakınlığına dair bir yolculuğun hikâyesidir.

Bir Videoyla Başlayan Yolculuk

Her şey, Ağustos ayında telefonuma gelen bir videoyla başladı. Elazığ’ın bir köyünde yaşayan, şükür dolu sözleriyle insanın içini ısıtan bir amca konuşuyordu videoda.
İmkânsızlıklar içinde ama vakur bir yaşam sürüyordu. Ne yolu vardı köyün, ne elektriği… Fakat orada büyük bir insanlık onuru vardı: Mehmet Çakmak Amca.

Videoda konuşurken arkasında asılı duran bir vesika dikkatimi çekti: İmam Şamil’in fotoğrafı. O an içimi derin bir heyecan sardı. “Bu fotoğraf oradaysa mutlaka bir hikâyesi vardır,” dedim. Ve o hikâyenin izini sürmeye karar verdim.

Kafkasya'dan Elazığ'a Uzanan Hatıra: Bir Ailenin İmam Şamil Sevdası
Elazığ Dümbe Köyü’ne Uzanan Merak

Ertesi sabah videoyu dostum Emrullah Erkuş’a gönderdim. “Bu amcaya ulaşmak istiyorum,” dedim. Birkaç saat sonra Emrullah aradı:
“Videodaki Mehmet Amca’ya ulaştım. O, merhum Arif Çakmak’ın babasıymış. Evde gördüğün İmam Şamil fotoğrafı, Arif Bey’in hatırasıymış. Oğlu Şamil adını da ondan almış. Arif Bey, Çeçen cihadı döneminde çok yardımlar yapmış, sevilen bir insandı. Ama üç ay önce vefat etmiş...”

Bu haber içimi burktu. Tanımadan, görmeden yitirdiğimiz bir yürekti Arif Çakmak. Onu tanıyan herkese sorduk. Kafkasder Başkanı Ali Bey ve Çeçen Komitesi Sekreteri Muktedir İlhan da derinden üzülmüştü. Herkesin hafızasında “yiğit bir insan” olarak kalmıştı.

Kafkasya'dan Elazığ'a Uzanan Hatıra: Bir Ailenin İmam Şamil Sevdası

Bir Sandalla Gidilen Köy

Emrullah’la Elazığ’a gitmeye karar verdik. Dümbe Köyü’ne vardığımızda, gördüğümüz manzara unutulmazdı.
Köy, bir nehrin ortasında, yalnız bir yarımadaydı. Ulaşım, Mehmet Amca’nın küçük bir sandalıyla sağlanıyordu.
O gün, bir taziye için çıktığımız yol, hayatın anlamını yeniden düşündürttü bize.

Mehmet Amca ve ailesi bizi vakur bir şekilde karşıladı. Evlatlarıyla gurur duyan bir baba, asil bir anne, oğulları Şamil… Hepsinde aynı sükûnet, aynı onur vardı.

Kafkasya'dan Elazığ'a Uzanan Hatıra: Bir Ailenin İmam Şamil Sevdası

Kafkas Direnişinden Bir İz: Arif Çakmak

Sohbet ilerledikçe, Arif Bey’in hayatı bir kahramanlık hikâyesine dönüşüyordu.
Yardımlarının, mücadelelerinin tanıkları hâlâ hayattaydı.
Bir kulağı Kafkasya’da, diğeri Kudüs’teydi adeta.
Yarım asırlık ömrüne sığdırdığı iyilikler, bugün hâlâ konuşuluyordu.

Oğlu Şamil, babasını şöyle anlatmıştı:

“Babamı bu hayatta iki kez ağlarken gördüm. Biri Muhsin Yazıcıoğlu’nun, diğeri Aslan Mashadov’un şehadetinden sonra...”

O an sustuk. Sessizce başımızı eğdik. Bu sözler, vefanın ve direnişin en sade ifadesiydi.

Şehrin Kaybettiği Bir Hafıza

Elazığ Valisi’ni de ziyaret ettik. O da Arif Çakmak’tan “dostunu kaybetmiş biri” gibi bahsetti.
O an anladım ki Elazığ yalnızca bir insanı değil, bir hafızayı, bir vicdanı yitirmişti.

Günün sonunda Harput’a çıktık, Arif Bey’in mezarına uğradık. Sessizce dua ettik.
Elazığ’ın vakur insanlarına rahmetle…
Onlar, tarihin sessiz kahramanlarıydı.

“Her Yolculuk Bir Hatıranın İzinde Başlar”

Bu yolculuk, Kafkasya’dan Elazığ’a uzanan bir vefa zincirinin halkasıydı.
Dümbe Köyü’nün sessiz evinde, bir halkın onurunu ve bir ailenin vakarını bulduk.
Arif Çakmak gibi isimler, sadece geçmişin değil, geleceğin de ışığı olmaya devam edecek.

Elazığ Haber 23

Bakmadan Geçme

Elazığ Haber 23 - Bizi Sosyal Medyada Takip Edin!