Milletvekili Gürsel Erol Devlet Gelenekleriyle Oynamamalıyız
İstanbul seçimlerinin iptali ile ilgili konuşan CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol,Devleti parti politikalarına dahil edip yargıyı siyasallaştırmak yerine liyakatini korumalıyız,devletin gelenekleriyle oynamamalıyız dedi.
CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, TBMM’de YSK’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini iptali ile ilgili verdiği karara istinaden konuşma yaptı. Emniyet mensuplarının 3600 ek göstergesiyle ilgili verdiği kanun teklifi üzerinden konuşma yapmayı planladığını ancak, YSK’nin İstanbul seçimlerinin iptali ile ilgili verdiği karar nedeniyle içeriğini değiştirdiğini belirten Milletvekili Erol, ilerleyen süreçte ek göstergeyi meclis gündemine getireceğini de dile getirdi.
Kendisinden önce yapılan konuşmalarda sürecin hukuki boyutunun anlatıldığını aktaran Milletvekili Gürsel Erol," Ben bir hukukçu değilim, onlar gibi hukuki boyutunu anlatamam ama siyaseten değerlendirebilirim. Çünkü ülkemizde hukuka dayalı olmayan, hukukun siyasallaştığı dönemlerin ve sonuçlarının ne olduğu konusunda değişik örnekler var.Mesela, Ergenekon, Balyoz sürecini herkes hatırlar. O dönemlerde hainlikle suçlanan Ergenekon ve Balyoz sanıkları daha sonraki süreçte kahraman olarak görevlerine iade edildiler. ama hatırlayın, o dönem Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarının savcıları, Zekeriya Öz kahraman olarak gezerken Türkiye’nin neresine giderse gitsin siyasetüstü, bürokrasiüstü bir kimlikle, kendini her şeyin üstünde gören bir kimlikle kahraman gibi görürdü. Ama işin aslı ortaya çıkınca o kahraman Zekeriya Öz, vatan haini olarak şu anda yurt dışında ve onun yargıladığı o zamanki hainler, şu anda vatanın gerçek evlatları ve kahraman olarak görevlerinin başında. Ben buradan Yüksek Seçim Kuruluna şunu özellikle belirtmek isterim. Bugün verdiğiniz karardan dolayı sizi kahraman edebilirler, kahraman diye tanımlayabilirler, kendinizi kahraman diye görebilirsiniz ama Türkiye’de ne zaman kimin kahraman olacağı, hain olacağı belli değildir. Bugün kahramanlık taslayanların yarın neyle suçlandığı, Zekeriya Öz örneğinde görüldüğü gibi öyle bir riskin olduğunu da söylemek isterim.
Ayrıca size bir örnek daha vermek isterim. Bütün adliye binalarında hakimin arkasında "Adalet mülkün temelidir" yazar yani adalet devletin temelidir. Eğer devleti kurumlarıyla, kurallarıyla çalıştırmazsak devleti siyasallaştırırsak o zaman bir gün hepimiz mutlaka o beklediğimiz, özlem duyduğumuz adalete ihtiyaç duyduğumuzda farklı tabloyla karşı karşıya kalırız"ifadelerini kullandı.
"Devletin liyakatini korumalıyız"
AK Parti hükumetleri döneminde kendisine göre bugüne kadar en başarılı ve takdir ettiğim işin 12 Eylül darbecilerinin ve Kenan Evren’in yargılanma sürecini başlatması olduğuna da değinen Erol," Ama 12 Eylül dönemine geri dönün. Kenan Evren’in adı meydanlara, caddelere , okullara veriliyor, gittiği yerde on binler karşılıyordu. Birde Kenan Evren’in cenazesini hatırlayın, eğer resmi devlet töreniyle defin edilmeseydi,cenaze töreninde 4 sivil yoktu. Onun içindir ki devleti parti politikalarına dahil edip yargıyı siyasallaştırmak yerine devletin gelenekleriyle oynamamalıyız ve devletin liyakatini korumalıyız. Bizlerin tabii ki siyasetçiler olarak genel başkanlarımıza ve partilerimize karşı sorumluluğunun olması gayet doğaldır ama biatimiz ve itaatimiz devletin devamlılığına, birliğine, devletin liyakatine olmalıdır. Bu parlamentoda geçmişte görev yapan, bu ülkede Süleyman Demirel,Turgut Özal, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit Allah rahmet eylesin, bunlar dönem dönem başbakanlık yaptılar, dönem dönem Cumhurbaşkanlığı yaptılar, peki bugün parlamentoda grupları var mı. Yok ama devlet var ama parlamento var. Onun içindir ki birinci önceliğimiz devleti korumak, devlet liyakatini korumak. Bugün siyasetin gücü elimizde olduğu için siyasi sonuçları kendimize yorumlayarak İstanbul seçimlerini iptal edip sonuçtan siyasi bir rant elde etmeye çalışırsanız o zaman siz, başta Merve Kavakcı’nın bu kürsüde yemin ettirilmemesi dahil bütün geçmişinizi inkar edersiniz. Çünkü geçmişte size yapılan bütün haksızlıkları kat kat üstüne koyarak bugün sanki bir intikam duygusuyla demokrasiyle çatışan, yarışır bir haliniz var. Ben buradan sizi, içinizde devlet geleneğinden gelen ve devlet geleneğini bilen siyasetçileri uyarmak istiyorum: Yapmayın, etmeyin. 14 Temmuz’da 15 Temmuz’un olacağını tahmin etmediğiniz, iddia etmediğiniz, mümkün kılmadığınız bir süreci bu ülke yaşamışsa bu mantıkla, bu anlayışla yeni risklere açık bir ülke haline bu ülkeyi getirmeyelim. Parlamentonun saygınlığını koruyalım, devletin liyakatini, birliğini ve beraberliğini koruyalım"diyerek sözlerini tamamladı.